Türkiye İstatistik Kurumu, inanırlık açısından sürekli yeni sınavlardan geçiyor. Bazı dönemlerde sınavların önemi, genel değerlendimse notu açısından, diğerlerinden daha fazla oluyor. TÜİK haziran ayı enflasyon açıklamasıyla, yarın önemli bir sınav verecek.
TÜİK’in inanırlığının, kuruma duyulan güvenin sürekli sınava tabi tutulmasının başlıca sorumlusu kendisi. Özellikle enflasyon verileri, sınavlarda en önemli ağırlığı oluşturuyor. Ancak örneğin büyüme rakamları, yaptıkları beklenti anket sonuçları da çoğu zaman iktisatçıları tatmin etmiyor.
Avrupa istatistik kurumu Eurostat kurallarına uyumu, TÜİK açısından yeterli olsa da iktisatçılar ve halk tarafından yeterli bulunmuyor. TÜİK’in enflasyon sepetinin detaylarını daha önce açıklarken, tartışmalı hale gelince açıklamaması konusunda gerekçesi, “Zaten bazı ülkeler açıklamıyordu, şart değil” oldu. Bence inanırlığı zedeleyen en önemli nedenlerden biri bu savunma oldu. Bunun yanında inanırlık diplere indiğinde. Kurumdan yetişen yöneticiler “Akademisyenlerden bağımsız bir heyet oluşturulup, verilerin bunlarla değerlendirilmesini” istedi. Ancak bu karar uygulamaya girmeden bu yöneticiler görevden alınıp kurumun başına dışarıdan atamalar yapıldı.
İTO RAKAMIYLA KIYASLANACAK
İşte tüm bunlar TÜİK’in güvenirliğini iyice zora soktu. Mehmet Şimşek bakan olduktan sonra açıklanan veriler, hem diğer ölçüm yapan kurum verileriyle yakınsamaya başlamış, hem de itiraz edilen madde rakamları en aza inmişti. Ancak ekonomik programdan sonuç alınmasında yaşanan gecikme sonrası enflasyon hedeflerine ulaşmada yaşanan büyük sıkıntılar yaşanınca, TÜİK yine güvenilemeyen rakamlar açıklayıp, yeniden sorgulanır hale geldi. Son aylarda yeniden güvensizliğin başladığı bir süreç yaşanıyor. Yarın haziran ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Bu rakamlar, birkaç açıdan çok daha önemli hale geldi. Aynen aralık verilerinde olduğu gibi; haziran ayında açıklanacak veriler, çalışan ve emekli maaş zamlarında belirleyici olması açısından önemli hale geldi. Yani yarın açıklanacak rakama bağlı olarak temmuzda verilecek zam oranları kesinleştirilecek.
Yarınki verinin önemini artıran başka bir unsur da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Şimşek’in son dönemde kullandıkları “Bir yıldır enflasyon sürekli düşüyor” propagandası. Yarın açıklanacak aylık tüketici fiyat artışı, yüzde 1.64’ün üzerine çıkarsa, bu propaganda çöp olacak. Çünkü geçen yılın haziranındaki yüzde 1.64 oranı yarın aşılırsa, yıllık enflasyon rakamları bir yıl aradan sonra, küçük de olsa, başını yeniden yukarı çevirecek.
TÜİK verisinin inanırlığını test etmek için, bakacağımız iki veri yayımlandı. Türk-İş’in Ankara’da yaptığı saptamalarda aylık gıda fiyatı artışı yüzde 4’ün üzerine çıktı. Bundan daha önemli bir kıstas olan, İstanbul Ticaret Odası ise dün aylık fiyat artışını yüzde 1.77 olarak açıkladı.
“Hep TÜİK’in rakamı, İTO’nun altında kalıyor” savunması yapılabilir. Ancak birkaç ay farklı açıklanan oranların, aynı yönteme sahip oldukları için, gecikmelerle birbirine yakınlaşması gerekir. Geçen iki ayda TÜİK’in rakamları çok altta kalmıştı ve tekstil gibi ürünlerdeki fiyat farkı uçurumu iyice artmıştı.
Bu nedenle, TÜİK’in haziranda İTO rakamının üzerine çıkması normal karşılanır. Bakalım TÜİK yeni sınavında hangi yoldan gitmeyi seçecek.