Dış politika onun için kupon arazi… Geçen yaz Trump, telefonda Netanyahu ile konuşuyor; (Kaynak: The Wall Street Journal)
– Hey Bibi! Seni duyduğuma sevindim. Harika işler yapıyorsun, gerçekten harika. Bak, konuşmamız gereken önemli bir konu var.
– (İsrail Başbakanı) Elbette, sizi dinliyorum.
– Gazze… Biliyorsun, inanılmaz bir yer. Muhteşem sahil şeridi, harika hava… Düşündün mü hiç? Eğer orada gerçekten güzel oteller, tatil köyleri inşa edilseydi… Yani insanlar buraya tatil yapmaya gelseydi…
★★★
Diplomasiye tapu işlemi gözüyle bakan Trump, aynı yaz New York’taki bir bağış etkinliğinde ise destekçilerine şunları söylüyor;
– Golan Tepeleri işini hallettim. Biliyor musunuz, gayrimenkul açısından buranın değeri 2 trilyon dolar diyorlar. Aslında bundan çok daha değerli.”
★★★
Trump’ın son açıklamaları bu düşüncelerini harekete geçirdiğinin göstergesi… Bir halkı topraklarından sürmekten bahsediyor. Üstelik Filistin Vatanı’nı otel mülkü gibi görüyor, para vererek satın alabileceğini söylüyor.
Trump’ın bakışı bir emlak kralının zihniyetiyle aynı… Oval Ofis’te monopol oyunu oynuyor, taşınmazlara değer biçiyor, hesap makinesiyle nüfus planlaması yapıyor.
Şimdiye kadarki açıklamaları sömürge imparatorluğunun açık örnekleri. Grönland’ı satın alma fikri, Panama Kanalı’nı geri alma tehditleri, Kanada’yı ilhak etme hayalleri, Meksika Körfezi’ne yeni bir isim vermesi… Şimdi de Gazze’yi ‘Orta Doğu’nun Rivierası’ yapacakmış.
Trump’a göre Gazze, biraz makyajla Dubai olabilir. Tek ihtiyacı olan şey: Birkaç beş yıldızlı otel, golf sahası ve ‘Trump Tower Gazze’ tabelası. Ah tabii, içinde yaşayanları da komşu ülkelere postalamak gerekiyor.
★★★
Üstelik bu ilk değil. Geçen sonbaharda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’ye de Ukrayna’nın gayrimenkul zenginliği açısından iyi bir bölge olduğunu söyledi ve özellikle Odesa şehrini vurguladı. Görüşmeye katılan bir kişi, Trump’ın konuşmasını sızdırdı.
Trump, ilk döneminde benzer bir yaklaşımı Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a da sundu. Kore’nin kıyı şeridinde oteller ve kalkınma projeleri inşa etmenin cazibesinin, Kim’i nükleer silahlarını bırakmaya teşvik edebileceğini umuyordu.
★★★
Bu söylemler, Trump’ın eski kaotik başkanlık döneminden farklı bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Artık sadece kışkırtıcı değil, ‘Madman’ (Patron çıldırdı) kişiliği sergiliyor.
Peki, bu sözleri ne kadar ciddiye almalıyız? Trump “Bu hafife alınacak karar değil” diyor ama açıklamaları o kadar yüzeysel ve mantık dışı ki, bırakın ABD ordusunun Gazze’ye girmesini, buraya tek bir dolar bile yatırım yapması imkânsız.
ABD Başkanı daha çok algıya oynuyor. Başkanlık kararnameleriyle bir tür performatif otokrasi sergiliyor. Yani gerçekten dünya düzenini değiştirmekten çok, kameralar karşısında racon kesiyor. Gazze’ye girer mi girer ama çıkamaz. Yanında da tek bir müttefik bulamaz.
Emperyal bir güç olmak istiyor doğru ama bir emlakçının hezeyanını da izliyoruz.
★★★
Son sözüm Filistin’i yönetenlere… Bir sorun 75 yıldır çözülmez, bir ülke doğru dürüst yönetilmezse, birileri gelir tapusunu üstüne alır. Osmanlı’nın sonunu hazırlayan da buydu. Trump gibileri bunu gayet iyi bilir. Neyse ki Atatürk gibi bir lider nasip oldu da biz müsaade etmedik. Ama Filistin ama Kürt, Ermeni, Kıbrıs, konu her ne olursa olsun, bu kadar yıl sürüncemede bırakılırsa, sonunda süreç sizin aleyhinize işler.
Tapu da tarih de boşluk kabul etmez!