Telef olmak üzerine! – Emin Çölaşan

Sevgili okurlarım, bizim Türkçemizde sık sık kullanılan bazı sözcükler ve deyimler vardır ki, bazılarının anlamını bilmeden kullanırız.

Türkçe ilginç bir dildir!

Bazen bir virgül bile çok önemli anlam değişikliğine neden olur.

Bu konuda örnek vereyim…

“Oku, baban gibi eşek olma!”

Virgülü böyle kullanırsanız babayı eşek yerine koymuş, babaya hakaret etmiş olursunuz!

Şimdi sözcükleri değiştirmeden, önemsiz gördüğümüz bu virgülün doğru kullanımına bakalım.

“Oku baban gibi, eşek olma!”

Virgülün yeriyle birlikte cümlenin anlamı da böylece değişmiş ve ters yüz edilmiş olur.

★★★

Recep Tayyip, partisinin dün Meclis’te yapılan grup toplantısında konuştu ve başta CHP olmak üzere muhalefet partileri için yine ağır sözler söyledi.

Her konuşmasında, Saray ekibi tarafından hazırlanan ve eline verilen yazılı metinleri okuduğunu artık hepimiz biliyor ve görüyoruz.

Onun en önemli görevlerinden biri başkaları tarafından önceden hazırlanan yazılı metinleri okumak!

★★★

Dünkü konuşmasında kürsüden okuduğu bir cümle vardı ki gerçekten ilginçti.

CHP’ye bindirirken aynen şöyle dedi:

“Cumhurbaşkanlığı uğruna daha kaç CHP’li acaba siyasetin girdabında telef olup gidecek!”

Telef olmak!..

Aslında ölmek anlamına geliyor. Günlük Türkçemizde pek fazla kullanılan bir sözcük değil ama dilimizde var.

Sözlük şöyle diyor…

“Telef olmak: Hayvanın ölmesi, hayvanın yok edilmesi.”

Meclis kürsüsünde yaptığı bu gaf inanılır gibi değil.

Bizim “tarafsız” cumhurbaşkanı acaba eline tutuşturulan konuşma metinlerini bir kez olsun okuma zahmetine katlanmıyor mu!

Hayır, ne yazık ki katlanmıyor.

★★★

Bundan bir süre önce…

Bir Yüksek Mahkemenin en üst düzey kurulunun toplantısındayız…

Başkan ve üyeler tam kadro hazır. Önemli dosyalar oylanacak, son ve kesin kararlar verilecek.

Sunumu tetkik hakimleri yapıyor, başkan ve üyeler dinliyor.

Dava konusu olan dosyaların birinde ilginç bir durum var.

Yörede büyük bir doğal afet olmuş, vatandaşın çok sayıda ineği ile birlikte koyunu da ölmüştür.   

Tetkik hâkimi dosyayı anlatıyor:

“Hadisede şu kadar inekle birlikte şu kadar koyun da vefat etmiştir!”

Salondaki gergin ve asık suratlı hava bir anda yok olur, gülüşmeler duyulur.

Şakacı başkan tetkik hakimine takılır…

“Sen kendini üzme evladım, Allah hepsine rahmet eylesin!”

Bu kez kahkahalar artık açıkça patlar.

Sonra Başkan, tetkik hakimine hitaben bir baba nasihatinde bulunur…

“Dilimizi iyi bilelim ve doğru kullanalım evladım. Ölen hayvan için vefat etti denilmez. Ölen hayvan için telef oldu denilir. İnsan için de aynı şey geçerlidir. İnsan ölür, telef olmaz!”

Recep Tayyip’in bilmeden yanlış kullandığı bu telef olma gafını dün medyadan izlerken aklıma bu yüksek yargı olayı geldi.

★★★

Sevgili okurlarım, lâf kürsü konuşmalarından açılmışken burada ayrı bir konuya değinmek gerekiyor.

Az önce demiştim, Recep Tayyip’in bütün konuşmaları danışmanları tarafından hazırlanıyor ve ona sadece kürsüde okumak kalıyor.

Ama çok net görüyoruz, Recep Tayyip konuşma yeteneğini giderek yitiriyor.

Okumadan 10 dakika bile aralıksız konuşması mümkün olmuyor. 

Sağa sola ağır hakaretler savuran, özellikle CHP’ye bindirmeyi meslek olarak benimsemiş olan Devlet Bahçeli de aynı durumda.

Hakaret ve eleştirilerini şimdi, hele hastalığından sonra evinden çıkamadığı için yazılı açıklamalarıyla sürdürüyor.            

Bu yazılı metinleri kendisi için MHP’nin önde gelenlerinden Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın hazırlıyor.

Özgür Özel kâğıttan okumuyor, konuşurken arada bir önündeki kâğıda bakmakla yetiniyor.

Hakkını teslim edelim, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu iyi bir konuşmacı… Eski deyimle iyi hatip…

Konuşmalarını hiçbir yere bakmadan, içinden geldiği gibi yapıyor.

Bu açıdan Ekrem İmamoğlu ile benzeşiyorlar.

Bugünkü yazıda bir telef olma sözcüğünden çıkıp nerelere geldik! 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir