Sevgili okurlarım, memurlara, emeklilere ve kamu çalışanlarına verilecek zamlar dün açıklandı. Fakire sadaka verir gibi!..
Çalışanlar ve emekliler için açıklanan zamlar doğal olarak yetersizdi. Milyonlarca insanımız yine hüsrana uğradı.
Bu utanmaz süreç hep böyle devam edecek.
Bu memleketi yönetenler halkın içine düşürüldüğü durumu hep görmezden geliyor. Sorduğunuz zaman verilen yanıt ise hep aynı…
“Ne yapalım kardeşim, devletin parası sonsuz değil ki! Eldeki olanakları en iyi biçimde dağıtmaya çalışıyoruz!”
Sonra lafı ‘tasarrufa’ getiriyorlar ki, hadisenin en komik tarafı zaten bu!
“İnsanlarımızda tasarruf alışkanlığı gelişmemiş. Bu yüzden savurganlığı biraz olsun önlemeye çalışıyoruz!”
Güler misiniz ağlar mısınız.
★★★
Milyonlarca insanımız bu iktidarın her açıdan baskısı altında inim inim inlerken bazıları mutlu.
Büyük müteahhitlerin durumunu soracak olursanız, örneğin onlar da mutlu. Onların piyasasında trilyonlar dönüyor ama ödemelerinde en ufak bir aksama, en ufak bir gecikme olmuyor.
Yolsuzluk ve israf sarmalı bütün Türk Milletini bir ahtapotun kolları gibi sardı.
İktidara yapılan çağrılar sonuçsuz kalıyor.
Örneğin AKP’li belediyelerde yaşananlar!..
Bu anlayışa bakarsanız CHP’li belediyelerin çoğu hırsız! Bütün yolsuzluklar, bütün savurganlık onlarda. O yüzden tutuklanıyorlar.
AKP’li belediyelerin tamamı ise sütten çıkmış ak kaşık!
AKP’li belediyeler bu memleketin yüz milyarlarca lirasıyla oynuyor.
Şimdi soruyorum… Bırakın tutuklamayı falan bir yana, bugüne kadar herhangi bir AKP’li belediye hakkında soruşturma başlatıldığını hiç duydunuz mu?
★★★
Elde, yayınlanmış yüzlerce Sayıştay raporu var.
Sayıştay Anayasal bir kuruluş. Belediyeler dahil bütün kamu kurumlarını sözüm ona denetlemekle yükümlü!
Hem de TBMM adına!
Sayıştay’ın deneyimli denetçileri tarafından hazırlanan raporların sadece yüzde biri bile ciddiye alınıp işin üzerine gidilse, Türkiye yüz milyarlarca lira tasarruf eder.
Ama ne hikmetse bu raporlar hazırlanıyor, Meclis Başkanlığına sunuluyor ve iş orada bitiyor…
Ve böylece, tamamı belgeli olan hırsızlıklar, yolsuzluklar, savurganlık ve usulsüzlükler Meclis’in tozlu raflarına kaldırılıyor.
Bazı muhalefet milletvekilleri bu işin üzerine gitse bile sonuç hep aynı. Kürsüdeki konuşmalar Meclis tutanaklarına geçiyor ama hiçbir şey değişmiyor.
★★★
Bu iktidarın çok ilginç bir özelliği daha var…
Bu gibi konularda milletvekilleri tarafından verilen soru önergelerine iktidarın adam gibi yanıt vermesi asla söz konusu değil. Niçin, çünkü işine gelmiyor.
Rezaletlerin, vurgunların ortaya çıkması istenmiyor.
★★★
Bu memlekette bu iktidar öncesinde çok önemli iki saygın kurum vardı…
Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu.
Bu iki kurumun verdiği raporlar geçmiş yıllarda özellikle dikkate alınır ve devlet mekanizması, ortaya çıkarılan irili ufaklı pisliklerin üzerine ciddi biçimde giderdi.
Savcılar olaya derhal el koyardı.
Filmin sonuna dönelim, peki sonra ne oldu?
AKP iktidar olduktan sonra hem Maliye Teftiş Kurulu hem de Hesap Uzmanları Kurulu kapatıldı.
Sadece onlar değil, bazı bakanlıkların Teftiş Kurulları da kapatıldı ki pislikler ortaya çıkmasın..
Böylece devletin en ağırlıklı denetim mekanizmalarını bilerek ve isteyerek yok ettiler.
Türkiye’yi denetimsiz bıraktılar.
Bugünkü iktidar uzun yıllardan beri işte bunun rahatlığını ve rehavetini yaşıyor.
Türkiye’yi soyanlar ve soyulmasına alet olanlar ise açıkça “Bize nasıl olsa bir şey olmaz, iktidarımız kapı gibi sağlam ve arkamızda duruyor” diyorlar!
★★★
Doğrusunu isterseniz o kesimlerin yerinde ben de olsam aynı şeyi düşünür ve soydukça soyardım!
Orada Saray’da oturan bir cumhurbaşkanı var. Bütün bu olayları bilmiyor ve görmüyor mu?
Hepsini biliyor ve görüyor ama bu utanç verici olaylarla ilgili hiçbir şey yapmıyor.
★★★
Sevgili okurlarım, bu iktidarın emekli, memur, kamu çalışanı, çiftçi, esnaf gibi kesimlere bazı olumlu olanaklar sağlamasını hiçbir zaman beklemeyin. O günler çoktan geride kaldı. Olanaklar sadece kendi adamları için var. Ötesine sadaka!
Elde kaynak yokmuş!
İşlerine gelince fazlasıyla var… Olmasaydı örneğin AKP’li belediyelere, hepimizi soyan beşli çete müteahhitlerine, dinci kuruluşlara ve benzerlerine kesenin ağzını böylesine açıp görmezden gelirler miydi!
Ötesini onlara oy veren fakir fukara düşünsün diyeceğim ama ağzım varmıyor ki!