Bir ulus, karanlık günlerini asla unutmamalı!
19 Mayıs, esaret altındaki Türk ulusunun kurtuluşa attığı ilk adımdır!
“19 Mayıs 1919” Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’dan, Bandırma vapuru ile gittiği Samsun’da karaya çıkıp milli mücadeleyi başlattığı muhteşem gündür.
Bugün “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı”mızı gururla kutlayacağız.
Bu millet, tüm unutturma çabalarına rağmen, Atatürk’e, onun ilkelerine ve Cumhuriyet devrimlerine bağlı kalmaya devam edecektir.
Varsın bir takım yarım akıllılar “Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı…” diye dövünedursun…
Varsın bir takım gerici çevreler milli bayramlarımızı önemsizleştirmeye çalışsın…
Varsın Atatürk ve Laik Cumhuriyet’e kin ve nefret kusulsun… Yel kayadan ne alır ki?
Bugün 86 milyon nüfusumuzun büyük çoğunluğu Cumhuriyet’ten ve çağdaşlıktan yanadır.
★★★
106 yıl önce Anadolu, iyi ile kötünün, haklıyla haksızın savaşına sahne oldu.
Yoksul ve yorgun ulusumuz, kadınıyla, erkeğiyle düşman işgaline karşı çıktı, coşup şahlandı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehası ve ordularımızın kahramanlığı ile zafer çok şükür ki, ulusumuzun oldu.
622 yıllık uzun bir yaşam süresinden sonra tarihe gömülen Osmanlı İmparatorluğu, arkasında yüzde 95’i okuma-yazma bilmeyen, yoksul, yorgun ve cahil bir toplum bıraktı.
İlk 300 yılı parlak zaferlerle geçen Osmanlı, son 300 yılda bilim ve teknolojide çok geri kalınca, sürekli yenilgilerle gerileyerek battı, 1900’lü yılların başında, Avrupa’nın “Hasta adam” dediği Osmanlı’nın işi tamamen bitti.
★★★
Mustafa Kemal, destansı mücadelelerle, yıkık, ezik, perişan toplumdan, yepyeni, genç ve güçlü bir ulus yarattı.
Fakat biz bunun kıymetini bilemedik!
Atatürk’ün “Kazanmak mecburiyetindeyiz” dediği “Eğitim ve aydınlanma” savaşını, diğer bir deyişle “Uygarlık mücadelesini” hâlâ kazanabilmiş değiliz!
19 Mayıs gibi ulusa büyük moral veren, güven aşılayan bayram kutlamaları önemsiz hale getirilmek isteniyor. Ancak…
Soylu milletimiz (hepsi değilse de, büyük bir çoğunluğun) gurur duyduğu 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve Cumhuriyet Bayramlarını asla unutmayacak, unutturmayacaktır!
Türkiye’nin tek seçeneği!
Her zaman milleti oyalayacak bir şeyler çıkıyor.
Son günlerde PKK’nın kendisini feshetme kararını tartışıp duruyoruz.
Yatıp kalkıp bunları konuşurken ekonomi ne oldu sahi?
NAS politikası ve “Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezi Türkiye’ye ne getirdi, ne götürdü? Ekonomiye maliyeti ne oldu?
Hani, ülke ekonomisini uçuracaklar ve Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacaklardı?
Hani faiz ve enflasyonun beli kırılacaktı? Bu sözler yerine getirildi mi? Hayır! Artık konuşulmuyor bile…
“Nasıl olsa toplum balık hafızalıdır, unutur” diye düşünüyorlar.
Aklıma şu soru takılıyor:
“Türkiye 2018’den itibaren ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adı altında ‘Tek Adam Rejimi’ ile yönetilmeseydi, 7 yıl içinde bunca olumsuzlukları, acıları ve sıkıntıları yaşar mıydık?
Halkın, işkence haline gelen ekonomik kıskaçtan kurtulup düzlüğe çıkması için Türkiye’nin “Parlamenter demokrasiye” dönmekten başka bir seçeneği kalmadı!
Halkın gözü açılırsa…
Sultan Aziz bir gün sohbet sırasında Mustafa Fazıl Paşa’ya sorar:
“Verdiğimiz hürriyet ve eğitim sayesinde milletin gözü açılırsa ne olur?”
Mustafa Fazıl Paşa şöyle cevap verir:
“Ne olacak hünkârım, o zaman millet bizim cehaletimizi ve kendi ıstırabını daha feci bir şekilde anlar!”
GÜNÜN SÖZÜ
Özgürlük, tarihler boyu kaybolmayan TEK değerdir!