Kul olmaktan çıktı! – Necati Doğru

Diyelim ki; “gerçeği yazabilecek yüreğin, cesaretin” var ama “gerçeği kavrayabilecek bir de aklın” olması gerekir. Cesaretin ve aklın var ama bunların yanında bir de “gerçeği elle tutulur silaha dönüştürebilecek ve halk yığınlarına ulaştırabilecek ustalığın” da olması gerekir.

★★★

Yeter mi?

Yetmez.

Bunların yanında “gerçeğe kulak açan ve onu bulmaya susamış bir halkın varlığının” da olması gerekir. Bir toplumda insanlar, gerçeği değil de kendi istediğini duymak istiyorsa; yürek, akıl, ustalık ne fayda!

★★★

Ne mutlu bize!

Kul olmaktan çıktık.

Bugünün Türkiye’sinde gerçeğe kulak açan, ona ulaşmak isteyen geniş bir halk kitlesi oluştu. Dikkatle dinliyor, seçerek okuyor, görüyor, izliyor, arıyor, liderine, partisine sahip çıkıyor, meydanlara iniyor, kendine yeni liderler yaratıyor.

Gün sayıyor.

Önüne sandık gelse.

Gerçeği silah yapacak.

Yurttaşlığını gösterecek.

★★★

Halk, seçimle getirdiğini seçimle gönderme beyaz ihtilal hedefine yürümeye karar verdi ancak “mutlak butlan davası” adıyla gerçeği gölgeleyecek ittirmeler belirdi. Bu davanın sonunda; “Tayyip Bey, Kemal Bey’e otursun diye bir koltuk sunmuş” olacak. Kemal Bey; “Koltuk meraklısı değilim” demişti.

Dediğini unuttu.

★★★

Şu gerçek ortaya çıktı:

Tayyip Bey!

Kemal Bey’siz.

Kemal Bey!

Tayyip Bey’siz olamıyor.

Halk ise hem Tayyip Bey’i ve hem de Kemal Bey’i defterinden sildi.

Bu iki ismi de istemediğini anlatmak için gündüz gece meydanlara akın edip kendine yeni liderler yaratıyor.

★★★

Halkın böylesine az rastlanır bir yurttaşlık bilincine gelmiş olması hem Tayyip Bey’i ve hem de Kemal Bey’i çok korkuttu. Kemal Bey’i halk zaten koltuğundan söküp atmıştı, sıra Tayyip Bey’e gelmişti.

Mutlak butlana sarıldılar.

Bir mahkeme gibi karar verme yetkisine sahip anayasal kurum olan YSK’nın, kurultayda koltuğun Kemal Bey’den alınmasını hukuka uygun bulmasını; başından geçersiz, yok hükmünde (mutlak butlan) saymaya soyundular. Tayyip Bey, Kemal Bey’i korumaya aldı. Kemal Bey, Tayyip Bey’in koltuk ikramına sığındı.

★★★

Tam bu sırada altıncı bir aile çocuklarını evlendiren nikah töreni yaptılar. Çorum, Çorum olalı böyle altın suyuna batırılıp çıkartılmış bir nikah görmedi. Davetlileri taşıyan 23 jet uçak ile 2 charter uçak Merzifon Havalimanı’na indiler. Davetliler arasında Tayyip Bey’in partisinin önde gelenleri çoğunluktaydı. Ve onların arasında altın kaçakçılığı yaptıkları için partilerinden istifa eden fakat milletvekillikleri devam eden 3 altın kaçakçısının dostları da vardı.

★★★

Halk; “altın kaçakçılığı yapıp milletvekili maaşı almaya devam eden milletvekili” türü yüzlerce gerçeği göre göre kul olmaktan çıktı.

Nikahtan sonra da Kemal Bey, Türkiye’nin en büyük altın rafinerisinin sahibini ziyaret etti, altıncı aileye “mutlu olsunlar” dileğini iletti.

Halk, her olanı görüyor! 

Cumhurbaşkanı istifa etmedi 700 kişilik duruşma salonu yapıldı!

Bolu’da 36’sı çocuk 78 canı yakan Grand Kartal Otel cinayetinin davası başlıyor. Yargılama için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor salonu, 700 kişilik duruşma salonu haline getirildi. Salon son sistem ses teknoloji ile donatıldı. Tuvaletler yenilendi. Mahkeme heyeti için dinlenme ve müzakere odaları hazırlandı. 32 kişi yargılanacak. Yargılanacaklar arasında, yangından birinci derecede sorumlu olan Cumhurbaşkanı ve Turizm Bakanı yoklar. Cumhurbaşkanı, 23 yıldır yönetimde. Bakanları seçiyor ve atıyor. Ve her fırsatta; “Benim bakanım… Benim valim…Benim belediye başkanım” diye övünüyor. 78 insanı yakan otel, Bolu’da olduğu için Bolu İl Turizm Müdürlüğü, Bolu İl Özel İdaresi, Bolu Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Cumhurbaşkanı’nın görevlendirdiği bakanlara bağlı çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı’nın Turizm Bakanı olsun diye seçtiği bakanın turizm şirketi ETS, yanan otele müşteri pazarladı ve yanan 36’sı çocuk 78 canın sırtından kazanç elde etti. Bolu Başsavcılığı, Turizm Bakanı’ndan yardımcısı dahil 12 bakanlık görevlisi için soruşturma izni istedi. Turizm Bakanı hiçbirisi için izin vermedi. Çok pahalı lüks yatıyla yanına yandaş gazeteci alarak Yunanistan adalarında geziye gitti.  Bu yangının baş sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı ve onun atadığı Turizm Bakanı’nın istifa etmeleri gerekirdi. Çünkü ilk tahlilde ve son tahlilde yangına sebep olan en tepedeki 2 isim onlardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir