Diyanet işi gücü bıraktı, kafayı gençlere taktı, cuma hutbesinde “flört zinadır” denildi… “Evlilik engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin başbaşa kalması, bir arada bulunması, flört, arkadaşlık gibi kavramlar zinadır” denildi, “dostluk, sohbet, gençlik hevesi gibi düşüncelerle başlayan arkadaşlıklar, gençleri zina batağına sürükler” denildi.
★
Hiç unutmam, gene böyle bir mayıs ayıydı, pırıl pırıl güneşli bir İzmir günüydü, üniversitenin bahçesinde arkadaşlarla kızlı erkekli sevişiyoruz… Kimimiz bankta sohbet çerçevesinde sevişiyor, kimimiz merdivenlerde dostluk kapsamında sevişiyor, hava mis, şöööyle vapura binip flört ederek sevişe sevişe dolaşsak mı acaba dedik, değişiklik olur püfür püfür sevişiriz diye düşündük, ama bir türlü karar veremedik, kimimiz gençlik hevesiyle faytona binelim orda sevişelim diyor, kimimiz boşverin gezmeyi, kızlar kahvesine gidip king oynama düşüncesiyle sevişelim diyor, neticede derse girmeye karar verdik, doçent geldi amfiye, saç baş dağınık, belli ki öğle tatilinde başbaşa kaldığı profesörle sevişmiş, çıkarın sutyenleri sınav yapıcam demez mi, buyrun burdan yakın, başladık ağlamaya tabii, etme eyleme hocam dün akşam elektrikler kesikti sevişemedik filan dedik, nafile, fırçaladı hepimizi hoca, biz sizin yaşınızda öğrenciyken yokluk içinde gaz lambasının ışığında sevişirdik, ayakkabımız bile yoktu, yırtık terliklerle sevişirdik, şimdi her türlü imkanınız var hâlâ sevişmeye üşeniyorsunuz ayıptır dedi, haklıydı, şımarıklığımızdan utandık haliyle, boynumuzu büktük, sınav kağıtlarını işaretleye işaretleye aklımızda kaldığı kadarıyla seviştik gari… E olacağı buydu maalesef, 100 üzerinden anca 30 alıp bütünlemeye kaldım, rahmetli babam çok sinirlendi, biz dişimizden tırnağımızdan arttırıp seni okutmaya çalışıyoruz, senin aklın bi karış havada, sevişmeye niyetin yoksa bırak okulu, defol askere git diye bağırdı, rahmetli anam müdahale etti hemen, ana yüreği, bu kadar gitme çocuğun üstüne, sen onun yaşındayken daha mı iyi sevişiyordun sanki dedi, neyse, aile gerginliği biraz sakinleştikten sonra naapsak filan diye düşündüler, tıp fakültesinde okuyan bizden üç sınıf büyük bir abla vardı bizim mahallede, öğrenci seçme sevişme sınavında Türkiye beşincisiydi, kulakları çınlasın, hakkını ödeyemem, bütün yaz ondan ek sevişme dersleri aldım, paçayı kurtardım finallerde.
★
Gençliğini yaşayamayanlar…
Gençleri böyle zannediyor.
★
İzbe tarikat yurtlarındaki tecavüzlerden, “küçüğün rızası var” denilerek dedesi yaşındaki heriflerin koynuna sokulan kız çocuklarından, kadın cinayetlerinden bir kez olsun bahsetmiyorlar, sosyalleşme özgürlüğüne pranga takamadıkları gençlerin, boynuna “zina” yaftası yapıştırıyorlar.
★
(Aynı hutbede “zinanın panzehri gençleri evlendirmektir” diye akıl veriyorlar mesela… Yahu seyretmiyor muyuz her gün, kaynana damadından hamile kalıyor, kayınpeder gelinine imam nikahı kıyıyor, hani panzehir?)
★
Değerli gençler…
Evlenirsiniz evlenmezsiniz elbette orası sizin bileceğiniz iş, karışmak kimsenin haddine değil, ama eğer ki çocuk sahibi olursanız, siz siz olun, bu hutbeyi dayatan zihniyete karşı “panzehir evlatlar” yetiştirin mutlaka!