Geçen hafta bir yazı yazdım: “Gençliğe saat kurmak.”
“Demans kader mi?” diye sormuştum.
Öyle çok geri dönüş geldi ki, belli ki o saat herkesi biraz düşündürdü.
Bu pazar, o yazının bıraktığı yerden devam ediyorum.
★★★
Demans…
Unutkanlıkla başlayıp bir insanın geçmişini, kimliğini, sevdiklerini yavaş yavaş silen o sinsi hastalık.
Yaşlılığın kaçınılmaz yazgısı gibi görünse de bilim bu karanlık yazgıya bir gedik açmaya çalışıyor.
Ve şimdi, şaşırtıcı bir yerden bir umut ışığı doğdu: zona aşısından!
★★★
Evet, yanlış okumadınız.
Herpes (varizella) zoster virüsüne karşı yapılan iki farklı aşı, sadece döküntüyü değil, belki de bunamayı da önlüyor olabilir.
Daha birkaç hafta önce, Nature dergisinde yayımlandı.
Galler’de yapılan devasa araştırmaya göre, zona aşısı olanlarda demans riski yüzde 20 oranında düşüyor. Dile kolay.
Araştırmacılar, 280 binden fazla kişinin yedi yıllık sağlık verilerini taramış.
Üstelik yöntem son derece doğal. Zira zona aşı programı 2 Eylül 1933’ten önce doğanlara otomatik (bedava) uygulanmış, bir gün sonra doğanlara ise yapılmamış.
Yani tarih bile deneyin parçası olmuş.
(Kaynak: Nature, A natural experiment on the effect of herpes zoster vaccination on dementia – 2 Nisan 2025)
★★★
Bir diğer araştırma ise daha yeni teknolojiyle üretilmiş başka zona aşısına odaklandı.
Oxford Üniversitesi destekli bu çalışmada, 65 yaş üzerindeki 200 bin kişi yedi yıl boyunca izlendi.
Sonuçlar dikkat çekici:
Bu yeni aşı, eski nesil aşıya kıyasla demans riskini yüzde 23-25 daha fazla azaltıyor.
(Kaynak: University of Oxford, New shingles vaccine could reduce risk of dementia – 25 Temmuz 2024)
★★★
Zona aşısı araştırmalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise koruyucu etkinin kadınlarda daha belirgin olduğuydu. Neden böyle olduğu tam bilinmiyor; hormonal farklar mı, bağışıklık tepkileri mi, yoksa başka bir biyolojik etken mi? Bilim insanları bu soruların peşinde.
★★★
Peki demansın sizde gelişip gelişmeyeceğini önceden anlamak mümkün mü?
Evet.
Bugün, 50 yaşını geçen biri için bu soruya “yaklaşık” bir yanıt vermek artık mümkün.
Nasıl mı?
Kandaki proteinlere (enzimlere) bakılıyor. 5 binden fazla protein taranabiliyor ve bazıları Alzheimer ve demansla doğrudan bağlantılı.
MR görüntüleri, DNA dizilimi, beyin metabolizması ölçümleri…
Bütün bunlar bir araya getirilip, “Senin beynin, kalbinden 3 yıl daha hızlı yaşlanıyor” gibi cümleler kurulabiliyor.
Yani kalbiniz henüz genç olabilir – ama beyniniz sizden çoktan ileri gitmiş olabilir.
★★★
İşte bu yüzden zona aşısı gibi müdahaleler, yalnızca bir virüse karşı değil, gelecekteki bilişsel çöküşe karşı da erken bir savunma hattı oluşturabilir.
Çünkü bu virüs sadece ciltte çıkmaz.
Yıllarca sessizce sinir sisteminde yatar, sonra bir gün uyanır.
Beynin hafıza bölgelerinde mikroskobik yangınlar çıkarır.
Ve bilim insanları diyor ki: Aşı, bu “gizli yangını” baştan söndürebilir.
★★★
Ama mesele sadece virüs değil.
Yaşlandıkça zayıflayan bağışıklık sistemi de işin içinde.
Aşılar, bu savunmayı yeniden güçlendiriyor.
Virüse karşı, ama belki de daha önemlisi, unutmaya karşı…
★★★
Şunu da eklemeliyim:
Demans başlamış bir kişiye bu aşıyı yapmak, süreci durdurmuyor.
Zona aşılarının etkisi önleyici, tedavi edici değil.
Demans belirtileri başladıktan sonra yapılan aşıların hastalığı yavaşlattığına dair bir bulgu yok.
★★★
Yine de bu veriler az şey söylemiyor.
Demans artık “gelirse gelir” dediğimiz bir kader değil.
En azından, onu geciktirme ihtimalimiz var.
Ama dikkat: Bu çalışmalar hâlâ gözlemsel. Nedensellik henüz tam olarak kanıtlanmış değil.
Uzmanlar, daha fazla klinik veri ve kontrollü deneye ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Ve evet, doktorunuza danışmadan bu tür aşıları asla olmamalısınız.
★★★
Henüz her şey net değil.
Ama belki de yaşlılığın, hafıza kaybıyla gelmek zorunda olmadığını ilk kez bu kadar açık görüyoruz.
Belki de hafızamızı korumanın ilk adımı, bir iğneyle başlıyor.
Ama bu iğne, sadece umut vaat ediyor – kesin çözüm değil.
Henüz.