“Bir askerime bile ceza vermedim. Teğmenlere yapılan zulümdür” – Saygı Öztürk

Kara Harp Okulu mezuniyet ve sancak devir teslim töreninden sonra teğmenlerin “Subay andı”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” haykırışları, yılların ritüeli olan kılıç çatmaları büyütüldükçe büyütüldü ve diplomalarını aldığı günün hemen ardından soruşturma başlatıldı. Sonunda 5 teğmen, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 9 üyesinden 5’inin oylarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) çıkarıldı. “Çıkarılmasın” diyen 4 üyeden bir korgeneral ve bir tuğgeneral emekliye ayrıldı. Böyle bir ayrılışı emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun nasıl yorumlayacağını az sonra öğreneceğiz.

Disiplin yönetmeliğinde uyarmadan kınamaya, oda hapsinden maaş kesimine kadar 9 çeşit ceza var. Daha rütbeyi taktıkları gün soruşturmaya uğrayan teğmenlere en ağırı olan “TSK’dan ayırma” cezası verilmesine en çok askerler şaşırdı. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından sonra bazı komutanların oylarını nasıl kullanacakları az çok belli olmuştu.

GİDİŞATI  DEĞİŞTİRİR

Açıkçası, TSK’ya yeni katılacak olan teğmenlere verilen cezaya sevinenler de oldu. Bölgemizde meydana gelen gelişmeleri Osman Paşa yakından izliyor, yorumluyor, çok satan bir çok dile çevrilen kitaplar yazıyor, öngörüleri gerçekleşiyor.

Çevremizde kritik gelişmeler olurken, TSK’nın böyle eğitimli subaya ihtiyaç duyduğu bir dönemde Tuzla’da 8 teğmenin, Ankara’da 5 teğmenin, onların her biri alanında yetişmiş üç komutanının TSK’dan çıkarılması iyi mi oldu? Onlara ceza verilmesini içine sindiremeyen iki generalin emekliliğini istemeleri; bunda sevinecek ne buluyor?

24 SAAT BİRLİKTE OLMAK

Yayın sonrası, Osman Pamukoğlu ilginç bazı olaylar anlattı. Yarbay rütbesindeyken, Tuzla Piyade Okulu Kurmay Başkanlığı’na, yine başka teğmenler olayı üzerine Hasdal’da kurmay başkanıyken gece yarısı, gelen mesaj üzerine atanmıştı. Pamukoğlu, şunları anlatıyor:

“400 teğmenle, 365 gün, 24 saat yaşadım. Elbette teğmenlere gözümüz gibi bakarız o ayrı bir şey. Ama onların örneğin gece odalarına gideceksin. Bakıyorsun tavla oynuyorlar, ‘Biriniz bana yer verin’ diyeceksin. Arkadaş gibi olacaksın. Kurmay başkanlığı yaptığım 5 yıl içinde benim dönemimde de teğmen olayları oldu. Ama bunlardan kimsenin haberi bile olmadı. Orada bitireceksin onu. Bu seninle ilgili bir şey. ‘Onu da atayım, bunu da satayım, onu da hapsedeyim, oda hapsi vereyim, öbürünün maaşından keseyim anlayışıyla yönetim olmaz.”

BİR ASKERİME BİLE CEZA VERMEDİM

Tuzla Piyade Okulu’nda kurmay başkanı ve daha sonra komutan olarak 6 yıl görev yapan Osman Pamukoğlu, terörün en azgın döneminde yine bir mesaj sonucu Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na atandı. Hakkari’de yaklaşık 4 bin subay-astsubay, 55 bin askere komuta ediyordu.  Hakkari’de 44 karakol, 60 üs, 100 köy, 500 mezra bulunuyordu. Hakkari’de her gece çatışmalar oluyor, gündüz yollar kesiliyordu. Osman Paşa, teröristlerle mücadele ederken şaşırtıcı bilgiler verdi. Pamukoğlu’nu dinliyorum:

Ne bir subay ne astsubay ne bir askere bir kere bile uyarı ve ihtar dahil hiçbir ceza, disiplin cezası da vermedim, mahkemeye de göndermedim. Hayal edebiliyor musunuz? Gittiğimde oralar 24 saat kaynıyor, her yer cehennem gibiydi.

SUÇ BİLE SAYILMAZ

Çukurca-Hakkari ,Yeni köprü-Yüksekova-Şemdinli yollarının gündüzleri bile 6 kez kesildiği oluyordu. 28 karakolumuz basılmış, hatta bazıları 3-4 kez saldırıya uğramış bir bölgeden söz ediyorum. O mücadeleyi askerimizle kazanacaktım. Onlara ceza yok, ihtar yok, hapis yok, mahkemeye verme yok. Benim Hakkari’de görev yaptığım dönemde hiçbir askerim intihar etmedi, tek bir firar olayı yaşanmadı. İzne gidip de geç dönen bir tek kişi olmadı.

Şimdi, suç bile sayılamayacak bir  konudan teğmenler ihraç ediliyor. Bu teğmenlere yapılan bana göre zulümdür, çok üzücü bir durumdur.”

ANLAMI:  ÜNİFORMA GİYMEM

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Korgeneral Tevfik Algan ile Tuğgeneral Hakan Tutucu, teğmenlerin ihracına karşı çıktı. Oylarını da bu yönde kullandı. Sonra iki komutan da sessiz-sedasız emekliliğini istedi. Bu ayrılış için Osman Pamukoğlu’nun yorumu şöyle oldu:

“İki general vicdanına göre, belgelere, disiplin yönetmeliği hükümlerine göre kararını vermiş. Emekliye ayrılmaları için ya baskı gördüler veyahut da ‘Bu koşullarda ben artık üniforma giymiyorum’ kararını verdiler. Bu kadar net bir tutum. Bu gidişin ardında ya baskı var, ya da doğrudan baskı olmasa bile hal, tavır ve tutumla baskıyı hissedersiniz. Ya da ‘Ben bu şartlar altında görev yapmayacağım. Bitti bu kadar’ dersiniz. Disiplin cezasının 8’ini atlayıp, en ağır yani TSK’dan çıkarma cezasını niçin uygularsınız? Onların ruh halini, ancak onlarla yaşayanlar bilir. Bu karar, benim için kabul edilebilir bir durum değil. Ben kabul etmem. Benim karakterim buna müsaade etmiyor.”

“DİNİMİZE GÖRE GAZİDİR”

“Türkiye’de 10 milyonlarca gazi olduğunu” yayında söylemişti. Neden bunu söylediğini de şöyle açıkladı:

“Dinimize göre, savaşa gidip de sağ dönen herkes gazidir. Ülkemizde 14 bin şehit ailesi, 22 bin özel statülü gazilerimiz var. Ama o mücadeleye katılan bütün subay, astsubay ve askerlerimizin hepsi dinimize göre gazidir. Şu anda Türkiye’de 10 milyonlarca gazimiz var.”

Osman Pamukoğlu, askerinin hep önünde yer aldı. O yüzden çok sevilir, sayılır. Eğer Hakkari’de bir dönem terör bitirildiyse, terör yuvaları dümdüz edildiyse, komutan anlayışının çok özel bir yeri olduğu, o komutanın hâlâ unutulmamasından belli oluyor.

O teğmenler ne yapıyor?

TSK’dan çıkarılan bir teğmenden dinledim, köyde yaşayan annesi, babası TSK’dan çıkarıldığını bilmiyormuş. Teğmenler, Yüksek Disiplin Kurulu kararına karşı yürütmenin durdurulması ve daha sonra iptali için dava açtı. Onların göreve dönebilmelerinin tek yolu mahkeme kararıyla mümkün olacak.

Ankara’da açılan davalarıyla ilgili olarak hemen her gün avukatlarının ofislerine gidiyorlar. Çok da gidecek bir yerleri yok. Moralleri bozuk. Evet, onları tanıyanlar “Mustafa Kemal’in askeriyiz” demelerinden duydukları sevinci dile getiriyorlar getirmesine ama daha Piyade Okulu’na gidip kurslarını alabilmenin heyecanını bile yaşayamadan atıldılar.

Teğmenler, davalarını takip etmek için birlikte ev tuttular. Ancak bir gelirleri olmadığı için 33 bin lira tutan kira ve evin yakıt ve aidatlarını ödemeleri de zor oluyor. Bir iş insanı onların bu durumunu öğrendiğinde yardımcı olmak istedi. Ancak, onlar buna pek yanaşmadı. İş insanı, “Benim babam da eski Harbiyeli” deyince aralarında bir sıcaklık oldu. Utana-sıkıla bu desteği kabul ettiklerini öğrendim.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir